24 Ağustos 2014 Pazar

Santranç Takımı


Yazım hatası yok, yanlış okumadınız çünkü yukarıda gördüğünüz olsa olsa bir "santranç" takımıdır. Biraz turnuva tecrübesi olan veya biraz satranç kitabı okumuş olanlar resimdeki yanlışı hemen fark eder.

Evet, beyaz köşe sağda değil. Aslında beyaz köşeyi sağ tarafa getirsiniz ama bu sefer de önünüzde harfler değil ama rakamlar olacaktır. Her kim bu güzel altlığı hazırlamışsa ters hazırlamış :) Umarız 10.000 adet falan basılmamıştır da milli servet çöpe gitmiş olmasın.

Özgür Akman'ın Özgür Satranç'ta açtığı bu başlık GSGM'nin ücretsiz dağıttığı takımlardan biri olabileceğine dair bir şüphe oluşturdu. Sonrasında olaya şaşıran üyeler... Gerçekten de "İnsan hayret ediyor." :)

Üyelerden Menderes Sargın GSGM ihalesine katılan satranç takımlarından birisi olduğu bilgisini vermiş aynı forumda. Eh tabii, ihaleyi kazanamamış ama antrenör Fırat Salepçi ise bir turnuvada bu takımı gördüğünü iletiyor. Ya ihaleyi kazandılar ya da heba olmasın diye yanlış olmasına rağmen piyasaya sürülmüş olabilir bu altlık. Kesin olan şu ki bu altlık satranç turnuvalarında kesinlikle kullanılamaz.
Para, ihale kazanacağız diye herkes satranca dalarsa olacağı bu işte.

21 Ağustos 2014 Perşembe

İlginç Satranç Takımları - 2

İlginç satranç takımlarını incelemeye devam ediyoruz. Bakalım hangisi size göre?


El emeği göz nuru dantelli satranç takımı. Maalesef ülkemizde üretilmemiş.



Siz kedi insanı mısınız? Yoksa köpek mi? Bu da kedi köpek satrancı. Hayvanseverler için ideal.



Buzu görünce bazılarının aklına hemen rakı geliyor olabilir :) Piyasada satılan bir buzluk. Türkiye'den de talibi çok ama satranççı kesimle sınırlı tabii.

Satranç pastasından ve çikolatadan sonra iştah açıcı bir yemek satrancı. Vejeteryanların seveceği türde.


AKP için özel üretilmiş ampul satrancı. Hindu kardeşim işini  biliyor, devre aayak uydurmuş :)

Tam acemilere göre satranç. Notsayon bilmeyenler için tembel işi bir takım. Taş gittiği yeri ve notasyonu kendi söylüyor.


Satranç masası deyince eminim ki aklınıza bu gelmiyor. Guliver için bile ufak bir takım sayılabilir. Millet nelerle uğraşıyor. Alıcısı vardır elbet!


Notasyonu söyleyen satranç taşlarından sonra nasıl gittiğini söyleyen de taş böyle olur. Açıklamalar süper. Bundan iyisi olmaz artık.


Son olarak bitki satrancı. Şehir ortamında insanı ferahlatacak bir satranç takımı.




15 Ağustos 2014 Cuma

Hayalet Satranç Bilgisayarı

Satranç öğretmeni sınıfa girer ve öğrencilerinin önünde sakince elektronik satranç takımını dizer. Yeni bir şeyler görmeye aç öğrenciler hemen meraklanmışlardır. Yukarıda gördüğünüz takımdaki taşlar mıknatıslıdır. Öğretmen yavaşça taşları dizmeye başlar. Öğrenciler her zamanki gibi sabırsızdır ve nihayet dizme tamamlanır.

Öğretmen - "Çocuklar  bugün size bazı sihirli güçlerimi göstereceğim."
Çocuklar - "?" -
Öğretmen - "Zeynep sen gel siyah taşların başına geç" "Şimdi taşlara dounmadan taşları uzaktan hareket ettireceğim ama bu zihin yorucu bir iş olduğu için sessiz olmalısınız!"

Satranç takımından veya makineden çocukların anlamadığı bir şekilde sesler geliyordu. Öğretmen elini takıma uzattı ve piyonu uzaktan ittirirmiş gibi bir hareket yaptı. O anda piyon kendi kendine ilerledi!

Çocuklar şaşkınlık içerisindeydi. Zeynep hamlesiyle cevap verdi. Öğretmen yine uzaktan el hareketiyle başka bir taşı hareket ettiriverdi.

Bu ufak şov ve şaka bir süre daha devam etti. Öğretmenin getirdiği Phantom yani Hayalet Satranç Bilgisayarıydı. Makinenin özelliği sadece hesaplama yapması değil ama aynı zamanda taşların manyetizma ile de ilerletilmesiydi. Çocukların şaşkınlıkları, gülüşmelere ve "Ben biliyordum" yorumlarına dönüştü.

Seneler evvel Mephisto marka bilgisayarların geldiği nokta burası olmuştu. Eskiden bu tür bilgisayarlar sadece kareleri gösteren ışıklar yanar ve hamleyi siz yapardınız. Artık aslında çok da zor olmayan bu teknoloji ile 3 boyutlu olarak bir rakiple oynayabilirsiniz.

Nasıl olduğunu bilenler için bir video verelim:




12 Ağustos 2014 Salı

İlginç Satranç Takımları


Satranç taşları deyince aklımıza taş gelmez ama bu durumda tam tersi. Taşlar gerçekten taş!

1400 yıllık bir geçmişe sahip satranç elbet kendi kültürünü ve çeşitliliğini de oluşturuyor. Gelin ilginç satranç takımlarına bakalım. Takımların bir kısmı bakmalık bir kısmı da yemelik.


GM Sergey Karjakin 12 sene 9 ay ile en genç Büyükusta olma rekorunu elinde tutuyor. Satrançta erken başarı elde eden Karjakin erkende evlendi. Yok hayır yukarıdaki ilk evliliği değil. İlk evliliğini 20 yaşında yapmıştı ama boşandı ve 24 yaşındayken ikinci evliliğini güzel bir satranç pastası ile yapıyor.

Böyle bir satrancı herkese sever sanırım!


Bilim kurgu filmlerinin öngörüsü de böyle bir 3 boyutlu satranç. Mr Spock'ın eline kimse su dökemez herhalde. Poker olsa ama Kaptan Kirk'le kimse başedemezdi.


Yaz aylarında iç açacak bir görüntü ama kesinlikle kalıcı olmayan bir satranç takımı.



Satranç saatini biliyorduk ama saat satrancını duymamıştık!

Bilgisayar satrancı denilince aklınıza herhalde yukarıdaki görüntü gelmiyordur. Eski IBM bilgisayarı ıskartaya çıkınca böyle kullanılmış herhalde.


Satranççının pastası da böyle olmalı!


Havuz satrancı! Nefesinizi tutma süreniz kadar düşünme süreniz var doğal olarak.




3 Boyutlu satranç. Dekoratif bir ürün olarak da kullanılabilir.

Bing Bang Theory isimli dizide çok geçen ve kullanılan bir takım.

Buyrun aşağıdan izleyin.


9 Ağustos 2014 Cumartesi

Staunton Satranç Takımı


Yukarıda gördüğünün Staunton Satranç Takımı. Eğer turnuvalarda oynayan bir oyuncuysanız size çok tanıdık gelmiştir. En önemli fark filin ağzının kapalı olması. İmalat esnasında sıkıntı olabilecek bir durum. Diğer ise Şahın tepesindeki haçın kaldırılmış olması. Maradona'nın Satranç Takımı başlıklı yazımızda Arapların hassasiyet göstererek oraya ay yıldız yerleştirdiklerinden bahsetmiştik ama Türkiye'de haçın sağının ve solunun kırpılması tercih ediliyor. Yine imalat açısından kolaylık sağlayan bir durum.

Aslında bu takımın yaratıcıları Nathaniel Cook ve Jaques olarak kabul ediliyor. Kimilerine göre onlardan biri veya ikisi birden bu takımları yaratmış. Peki Staunton nereden çıktı. Howard Staunton ünlü İngiliz Satranç Ustası ve belli bir dönem en iyi oyuncu kabul ediliyor. Bu tasarımla yapılan 500 satranç takımını numaralandırmış ve imzalamış. Eh üzerinde imzası da olunca takımlara Staunton Satranç takımı denmeye başlanmış. Yer ve tarih: Londra 1849. Satranç takımları için önemli bir milat.

Türkiye'deki satranç takımlarının üretimi hakkında çok bilgi sahibi değilim ama en eski staunton takımlar Gambit Satranç Merkezi ve Satranç Geliştirme Merkezi tarafından üretiliyordu. Gambit'in takımları daha ağırdı ve içinde büyük bir vida bulunurdu. Ve tabii daha pahalıydı. SGM'nin takımı daha hafifti. İçinde macun bulunurdu. Hatta onun daha ucuz olanının içinde kil, toprak vs vardı. Ve eğer satranç taşı patlarsa tatsız bir pislik oluşuverirdi. Neyse fazla tasvir etmiş olduk ama takımın fiyatı uygundu ve geniş kitlelere ulaşabilmesi için önemliydi.

Sonraki dönemlere Düşün Satranç Merkezi gerçekten güzel takımlar üretmeye başladı. Üst kalite olan bu takımlarda ağırlık merkezi öyle iyi dikkate alınmıştı ki taşlar çok zor devrilirdi. Ne olduysa DSM kapandı ve o güzel takımlar da öksüz kaldı.

Sonrasında Us Satranç Açıldı. Us Satranç kapandı ve devamında E4 Satranç Ve Şah Satranç Çıktı. Ve satrancın okullarda yayılmasıyla pek çok firma bu işe girdi. TSF de takımlar üretmekte ama benim önerim şuradaki Satranç Setleri . Yine aynı sitede geniş bir satranç kitabı arşivi var. Bahçe Satrançları ise eğitim cdleri hediyeli.

Piyasada çok ucuza takımlar var. Ama aldığınızda görüyorsunuz ki taşlar ufak ve hafif, altlıklar çirkin. Bazen taşların şekilleri Staunton'u mezarında ters çevirecek kadar berbat. Eh bu satırları okuyorsanız satranç konusunda belli bir seviyenin üzerindesiniz demektir ama yine de uyarmadan edemedim.

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Muhittin Madralı'nın Şaşkınlığı

İstanbul Satranç Derneği için Muhittin Madralı efsane bir isimdir. 2014 yılında hayatını kaybeden Madralı eski İSD Başkanı'dır ve aynı zamanda Türkiye Birinciliği'nde de oynamış bir ustadır. Kendisi tam bir kuvvetli kahve oyuncusuydu. Kahve oyuncusu diye geçmemek lazım. Bu tabir kuvvetli pratik gücü ifade eder. Dünya Şampiyonu Lasker'in de böyle bir özelliği olduğunu söyleyelim. Lasker'in gençlik yıllarında satranç kahvelerinde parasına oynadığı oyunlar onun gerilimlere dayanma gücünü artırmıştır.

Neyse asıl kahramanımız Muhittin Madralı'ya dönelim. Madralı fedaları özellikle de kalite fedalarını seven bir oyuncuydu. Konumsal bir stile sahipti. Genelde kalite fedası ile rakibin piyon yapısını bozar ve sonra piyonları toplamaya çalışırdı. Muhittin Madralı abartısız ömrünün belki de son 40 yılını sürekli dernekte geçirmişti ve sürekli de oyun oynardı. Artık siz ne kadar kalite fedası yaptığını tahmin edin. Ben açık ara dünya rekoruna sahip olabileceğini düşünüyorum.

Madralı hikayemizde turnuvada oynamaktadır. Yine klasik kalite fedasını yapar ve oynamaya devam eder. Aradan 15 - 20 hamle geçer ki bir de bakar taş olarak öndedir. Bunu gururuna yediremeyen Madralı kaleyi bir yere patlatıverir ve taş durumu dengelenir ama yine de konumsal olarak üstündür.

Bundan sonra rakibi hiç beklenmedik bir hamle yapar. Yere eğilir ve yerdeki kaleyi alarak a1 karesine koyar. "Aa kalem yere düşmüş, koyayım bari."der! Artık Muhittin Madralı kale alttadır. Üstelik de oyunsonunda. Anında kontak atar. "Efendim, efendim" klasik lafıyla giriş yapar ve hakeme itiraz eder. Rakibinin kalesinin olduğunu bilse kale feda eder mi ki hiç. O dönemlerde turnuvalar oldukça rahat ortamda oynandığı için bu garip durum oluşmuştur.

Sonrasınds hakemin ne yaptığını kestiremiyoruz ama bizim bildiğimiz Madralı "Hadi canım, seni böyle de yenerim" diyerek oynamış olabilir.

3 Ağustos 2014 Pazar

Değişik ilgi alanlarına göre satranç takımları

Satranç çok köklü geçmişe sahip bir oyun. Günümüzdeki popüler bilgisayar oyunlarını düşünün ve bu oyunların popülerliklerini ne kadar sürdürdüklerini tahmin edin. 5-10 yıl en uzun süredir. Satranç öyle bir oyun ki yaklaşık 1400 yıldır varlığını sürdürüyor. Üstelik dünyada 600 milyon civarında insanın satranç oynamayı bildiği tahmin edilmekte. Eğer satrancın ticari hakları birine ait olsa o kişi muhakkak çok zengin olurdu :)

Satranç kültüründe satranç takımları da önemli. Günümüzde turnuvalarda kullanılan takımlar aşağı yukarı birbirine benzemekte. Aşağıda ise sıra dışı takımlara bakacağız.


Çilingirlerin sevebileceği bir takım şüphesiz. Satrançta "Anahtar kare" diye bir tanım vardır. Oyunun önemli bir karesi olduğu anlamına gelir. Burada anahtarlar karelerde!



Satranç oynarken bir şeyler içmeyi sevenler için ideal bir takım. Rakibin taşını yediğinizde içindeki içkiyi de içersiniz. Alkollü içki konulması biraz sıkıntı yaratabilir. Rakip bol bol piyon feda ederek sizi masaya yığmaya çalışabilecektir!



Her satranççı gelinin hayalinde bu takım yatar! 





Denizcilerin seveceği takım. Usta oyuncu dalgalı denizde belli olur!


Hayvanseverlerin seveceği bir takım.


Gurmelere özel bir takım.

Siz hangi takımı tercih ederdiniz?



1 Ağustos 2014 Cuma

En Eski Satranç Takımı


Satrancın geçmişi MS 600'lü yıllara dayanır. Tarihçiler satrancın Hindista'da doğdunu tahmin etmekte. Buna en önemli kanıtlardan birisi de taşlardan birisinin fil olması. Eh Arabistan çöllerinde doğmuş olsa deve diye bir taş olurdu şüphesiz. Çok da eski bir hikaye vardır satrancın doğuşu ile ilgili. Hani savaşmayı seven bir Hint kralı vardır ve o bölgedeki bilgin onu savaşma merakından vazgeçirmek için satrancı icat eder. İlk ismi Çaturangadır. Dört kısım anlamına gelir. Piyonlar yani askerler, atlı birlikler, filler ve atlı araba. Atlı araba günümüzde kale olmuştur. Tarihi filmlerde de görürsünüz. Önde iki at sepeti çekmektedir. Sepetin içindeki bir adam atı sürerken diğeri ise sağa sola ok fırlatır. Hem hareketli olan hem de ateş gücü olan bu savaş silahı o dönem için savaş uçağı gücündedir.

Bilgin  bu oyunu öğrettiğinde Hint kralının çok hoşuna gider ve ne dilerse onu yerine getireceğini söyler. Bilgin "Sadece buğday" der. "Satranç tahtasında 64 kare var. Birinci kareye bir buğday, ikincisine iki, üçüncüsüne 4 sonra 8, 16, 32 diye iki misli aratcak şekilde buğday isterim" der. Kral sözde bu basit arzuya bozulur ama sonra aslında dünyadaki buğdayların yetmeyeceğini anlayınca bilgini bir kez daha takdir eder.

Çocuklar için güzel hikaye. Açıkçası bu hikayeyi kim uydurmuş bilemiyorum ama hoş bir anlatım. Bununla beraber satranç o kadar eski ki tam tarihini bilemiyoruz. Bazen çocuklar satrancı kim bulmuş diye sorabiliyor ama bırakın kimin bulduğunu hangi ülkede hangi millet tarafından ilk olarak yaygın bir şekilde oynandığını bile tahmini bilebiliyoruz. Üstelik bin yıl önceki satranç şimdiki satranç gibi de değildi. Günümüzdeki satrancın geçmişi 500 yıl öncesine dayanıyor ve Avrupa kökenli kabul etmek durumundayız.

Bundan 500 yıl önce örneğin vezir sadece her yöne çapraz bir kare giderdi. Piyonlarsa ilk adımda sadece bir kare ilerleyebilirdi. Fil taşların üzerinden atlayabilirdi ama sadece çapraz iki adım gidebilirdi. Rok kuralı geçerken alma yoktu. Satrancın bu şekli ile ilgili yazılar ve kaynaklar mevcut. Özellikle de Arap ustaların oyunları, problemleri var.

Satrancın tarih boyunca evrime uğradığı kesin. Birileri bu şekilde bir oyun önerdi. Kim bilir belki tahta önce 6x6 idi ve sonra 8x8 haline geldi. Taşların hareketleri sürekli değişime uğradı. Örneğin eskiden vezir çok yavaş bir taştı ve birileri bugünkü hareketini önerdi. Bir de baktılar ki oyun daha zevkli olmuş. Atım hareketini kim düşünmüşse harika bir iş yapmış çünkü bu şekilde satranç çok daha heyecanlı bir hale gelmiş.

Ve nihayet konu başlığımıza gelelim. Satrancın tarihi ile çok eksik kalan yer var ama en eski satranç takımı hangisi? Kaynaklarda geçen değil ama günümüze ulaşabilen satranç takımı.


Lewis satranç taşları diye kaynaklara geçmiş durumda. 1831 yılında İskoçya'nın Lewis bölgesinde 12'nci yüzyıla ait su aygırı düşünden yontulmuş satranç taşları bulunmuş. Tahmini olarak bu satranç taşları Norveç'te üretilmiş. Su aygırlarının kuzeyde bulunduğu varsayılırsa mantıklı bir düşünce. Daha eski tarihlere dayanan satranç taşı benzeri taşların bulunmuşluğu da var ama Lewis taşları günümüz satranç taşlarına çok benzemekte.